Her çalışanın belli bir yeteneği ve potansiyeli vardır. Çalışanın işletmeye katacağı değerler ise bu unsurların doğru bir biçimde yönetilmesine bağlıdır. İnsan kaynakları yönetimi temelde doğru yetenek ve potansiyele sahip kişilerin bulunmasına ve hâlihazırda çalışan personelin yönetilmesine dayanır. İK uzmanları; çalışanların eğitimini ve gelişimini sağlayarak onların işletmeye katacağı değeri artırır. Başka bir ifadeyle İK yönetimi, hem işçi hem de işletme açısından faydalı bir denge kurma görevine sahiptir. Başarılı bir yönetim faaliyeti ise bu süreçte doğru adımları atılmasına bağlıdır.
Başarılı Bir İnsan Kaynakları Yönetimi İçin Ne Yapmalısınız?
İşletmeyle çalışan arasında faydaya dayalı bir ilişki vardır. Şirket, operasyonlarından kâr etmek ister ve bu amaca yardımcı olabileceğini düşündüğü personeller ile çalışır. İşçi de kendisine taahhüt edilen ücret ve olanaklar karşılığında yeteneğini, zamanını işletmenin operasyonları için kullanır. Bu ilişkinin yürümesi aynı zamanda etik, hukuki ve motivasyonel durumlara bağlıdır. İnsan kaynakları yönetimi, bu tabloda kritik bir yere sahiptir. Doğru temeller üzerinde şekillenmiş bir İK politikası; hem işletmenin hem de personelin bu sözleşmeden kârlı çıkmasını sağlar. İyi bir politika geliştirmek için yapılması gerekenler ise şunlardır:
Şirket Hedeflerini Anlayın
Şirketinizin hedefleri, İK yönetimi politikasını oluştururken dikkat etmeniz gereken başlıca konudur. Her organizasyonun kendine özgü bir amacı ve işleyişi vardır. Organizasyonun içindeki bireylerin sorumlulukları, bu amaç ve işleyiş doğrultusunda oluşturulan hedeflere göre belirlenir. Bahsedilen hedefler her zaman yalnızca kârlılıkla ilgili olmayabilir. Örneğin; şirketinizin sektöründe sürdürülebilir çözümler üreterek lider olmak gibi bir hedefinin olması mümkündür. Böyle bir durumda, İK politikasını sürdürülebilirlik hedeflerine göre optimize etmeniz gerekir.
İşletmenin hedeflerine her zaman kusursuz bir biçimde ulaşması mümkün olmayabilir. Olumsuz ya da beklenmeyen sonuçlar da sürecin doğal bir parçasıdır. Böyle durumlarda, söz konusu hedeflere neden ulaşılmadığını ya da bunların gerçekçi bir biçimde belirlenip belirlenmediğini kontrol etmek faydalı olur. Bu sayede personel kaynağını şirketin beklentilerine uygun bir biçimde yönetebilirsiniz.
İletişime Önem Verin
BusinessWire’de yayınlanan bir araştırma, güven unsurunun personel üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. The Workforce Institute tarafından yapılan bir araştırmaya göre; çalışanların %64’ü güvenin aidiyet duygusu üzerinde büyük bir etkisi olduğu fikrinde. Başka bir ifadeyle, işletmeye ve insan kaynakları politikalarına güvenen çalışanların şirkete olan bağlılığı büyük ölçüde artıyor. Çalışanlara güven duygusunu teskin etmenin yolu da doğru iletişimi kurmaktan geçiyor.
Kendini ifade edebilen; sorunlarından, fikirlerinden bahsedebilen ve bu yüzden yargılanmayacağından emin olan çalışanların işletmeye duyduğu güven doğal olarak artacaktır. Diğer yandan, şirketin talep ve beklentilerinin çalışanlara açık bir biçimde aktarılması da iletişim açısından önemli bir konudur. Personelin herhangi bir sorun yaşandığında bunun çözüleceğine inanması, onun bağlılığını artırır. İletişim konusunu insan kaynakları yönetimi politikanızın temellerine yerleştirerek istikrarlı bir çalışan kaynağı yaratabilirsiniz.
Çalışanlarınızı Anlayın
Anlayış; iletişimin ve etkileşimin temel gerekliliklerinden biridir. Personeliniz, özellikle yeni başlayanlar, sorunlarını ya da isteklerini dile getirmek konusunda zorlanabilir. Diğer yandan, herkesin kendine özgü bir kişilik yapısı, sorunları, düşünceleri ve süreçleri olabilir. Bunları anlayarak gereken çözümleri üretmek insan kaynakları yönetiminizin önemli bir parçası olmalıdır. İletişime açık olarak ve çalışanlarınızın içinde bulunduğu süreçleri anlayarak onların şirketle olan etkileşimini güçlendirebilirsiniz.
Örnek vermek gerekirse; finansal krizler sadece şirket yönetimi için bir sorun değildir. Çalışanlarınızın da bu durumda endişelenmesi, tedirgin olması ve stresli davranması normaldir. Böyle durumda onların içinde bulunduğu psikolojiyi anlayarak gereken çözümleri üretebilirsiniz. Toplantılar düzenleyerek ve happy hour gibi iş dışı etkinlikler organize ederek personelinizi daha iyi anlayıp onlarla olan iletişiminizi güçlendirebilirsiniz.
Değerlerinizi Belirleyin
Değerlerinizi belirleyip şirket kültürünüzün merkezine yerleştirerek insan kaynakları yönetimi için bir pusulaya sahip olabilirsiniz. Tutum ve değerler, personelin hangi eylemlerinin kabul edilebilir olacağına karar vermenizi kolaylaştırır. Bu sayede işletmenizde doğru davranışları teşvik edebilir, iş gücünüzü belli bir strateji dâhilinde organize edebilirsiniz. Şirket değerleriniz; kârlılık, büyüme hedeflerinin yanı sıra etik konuları ve sosyal sorunlar karşısındaki duruşunuzu da içermelidir.
Katılımcılarını ünlü CEO’ların oluşturduğu bir çalışma, şirket kültürünün işletme başarısı açısından büyük bir öneme sahip olduğunu gösteriyor. Deloitte tarafından yapılan bu çalışmaya göre; temel değerlerin ve inançların oluşturulması şirket başarısını etkileyen önemli unsurlardan biri olarak kabul ediliyor. Bu araştırma; değerlere ilişkin net bir yaklaşımın işletmenin sürdürülebilirliği açısından ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Yeni Başlayan Personelin İyi Hissettiğinden Emin Olun
Brandon Hall Group tarafından yapılan bir araştırma, işe alım süreçlerinin personel devrini azaltmakta etkili olabildiğini gösteriyor. Bu araştırmaya göre iyi yönetilmiş bir süreç çalışanların elde tutulmasını %82 oranında artırıyor. Söz konusu araştırma verilerinden yola çıkarak yeni çalışan alma sürecinin insan kaynakları yönetiminde yer edinmesi gereken önemli bir aşama olduğunu söylemek mümkün.
İşe yeni başlayan bir çalışanın gergin, stresli olması ya da adapte olmakta zorluk yaşaması önemlidir. Kişi bu süreçte etrafındaki kimseyi tanımadığı için iletişim kurmakta zorlanabilir. İyi bir İK yönetimi bu zorlukların aşılmasını sağlar. Yeni başlayan personelinize kendini tanıtma ve iletişim kurma konusunda olanaklar sağlayarak onların işyerine daha kolay alışmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede personel devir hızını azaltarak başarılı bir İK politikası oluşturabilirsiniz.
Çalışanlarınızı Takdir Etmeyi Unutmayın
Çalışanları takdir etmek, iş meşguliyeti içindeyken görmezden gelinen konulardan biridir. Diğer yandan, personelin maddi beklentileri kadar onların değerlerine de önem vermek gerekir. Personelinizi yaptıkları iyi işler için takdir etmek onların görevlerine dair motivasyonunu artırır ve moralini yükseltir. Bu sayede işyerinde çalışan bağlılığı yükselirken iş verimi de kaçınılmaz olarak artar.
Mentorluk Programlarına Yatırım Yapın
İnsan kaynakları yönetimi, çalışanların mevcut yetenekleri kadar potansiyelleriyle de ilgilenen bir disiplindir. Bu potansiyelin ortaya çıkması ise eğitim programlarıyla mümkündür. Eğitime önem vermeyen bir şirket, yetenekli ve kavrayışı yüksek personellerle çalışsa bile kaçınılmaz olarak rekabetin gerisinde kalır. Örnek vermek gerekirse, yapay zeka teknolojilerinin her gün geliştiği 2020’li yıllarda bu konuyu yabana atmak büyük kayıplara sebep olur. Ancak, çalışanlarınızı bu konuda bilgilendirerek ve eğiterek işlerinizin gelişmelere uygun olmasını sağlayabilirsiniz.
Deloitte tarafından yapılan bir araştırma, mentorluk konusunun özellikle Y kuşağına mensup çalışanlar için büyük bir öneme sahip olduğunu gösterir. Bu çalışmaya göre, mentorluk desteği alan işçilerin aynı iş yerinde beş yıl ve üzeri sürede kalma oranı diğerlerine göre %68 daha fazladır. Bu programlarla çalışanlarınızın mesleki gelişimini sağlayabilir, sadık ve kavrayışı yüksek bir personel kadrosuna sahip olabilirsiniz.
Sonuç olarak; insan kaynakları yönetimi çalışanların yeteneklerini doğru kullanarak onların potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçlayan önemli bir faaliyettir. Bu konuda doğru adımları atarak şirketinizin iş verimini artırabilirsiniz.