Teknolojik ve sosyal gelişmeler, iş dünyasının trendlerini de kökten değiştirmiş durumda. İnternet teknolojisinin gelişmesiyle hayatımızda yer edinmeye başlayan uzaktan çalışma kavramı son yıllarda pek çok şirket tarafından benimseniyor. Bu iş modelinin marjinal bir trend olmaktan çıktığını ve dünyanın her yerinde benimsenen bir çalışma biçimi hâline geldiğini söyleyebiliriz. Remote çalışmanın avantajları olduğu kadar dikkat edilmesi gereken noktaları da bulunuyor. Kaleme aldığımız bu içerikte söz konusu iş modelini inceleyerek trendleri ve gelişmeleri ele aldık.
Uzaktan Çalışma Neden Tercih Edilen Bir İş Modeli?
Bireyselliğin önem kazandığı bir dönemde yaşıyoruz. Günümüzde pek çok çalışan, sosyal yaşamına ve hobilerine daha çok zaman ayırmayı tercih ediyor. İşe giderken trafikte geçirilen süre ise zaman kaybı olarak görülüyor. Diğer yandan, günümüzün internet ve bilgisayar teknolojisi de böyle bir iş modelini olanaklı hâle getirmekte. Özellikle beyaz yakalı olarak tabir edilen işleri bir internet bağlantısıyla dünyanın her yerinden yapmak mümkün.
Uzaktan çalışma, personel için olduğu kadar işveren için de avantajlı bir model. Söz konusu çalışma sistemi, maliyet kontrolü açısından avantajlı. Bu sistem sayesinde kira, fatura gibi maliyetleri mümkün olduğunca en aza indirmek mümkün.
Uzaktan Çalışma Trendleri
Covid-19 pandemisinden sonra remote çalışmanın bir trend hâline geldiği biliniyor. Ancak bu süreç var olmayan bir trendi yaratmadı, sadece yayılmasını hızlandırdı. Statista rakamlarına göre bu iş modeli 2010’lu yıllarda büyük bir ivme kazanmış. Son birkaç yılda görülen gelişmeler ise şu şekilde:
Dünyada Uzaktan Çalışma
Harvard Business Review’da yayınlanan bir makale uzaktan çalışmanın ABD, İngiltere ve Japonya gibi pek çok ülkede yerleşik olarak kabul edilen bir iş sistemi olduğunu gösteriyor. Bazı yöneticiler ofise dönmenin zamanının geldiğine inanırken pek çok işveren ve çalışan ofise dönüşün verim artışıyla sonuçlanmayacağını düşünüyor. Yine aynı makalede yayınlanan bir istatistiğe göre, 2023 yılı itibariyle ABD nüfusunun %28’i uzaktan çalışıyor.
Chicago Üniversitesi ile Atlanta Federal Rezerv Bankası tarafından ortak yürütülen bir çalışma yalnızca personelin değil yöneticilerin de uzaktan çalışma modeline sıcak baktığını gösteriyor. Temmuz 2023’te yapılan ankete katılan yöneticiler, söz konusu iş modelinin ve bununla birlikte hibrit çalışmanın devam edeceğini öngörüyor. Sonuç olarak; çalışanların ve yöneticilerin tercihleri pandemi öncesi tam zamanlı mesai sistemine dönmekten yana değil.
Türkiye’de Uzaktan Çalışma
Türkiye’de çalışanların yüzleştiği en büyük sorunlardan biri trafik. Özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük kentlerde bunun büyük bir problem olduğunu söyleyebilliriz. Yeditepe Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, İstanbul’da yaşayan ve her gün işe giden birinin yaşamının ortalama 3,5 yılının trafikte geçtiğini gösteriyor. Uzaktan çalışmanın bu mecburiyeti ortadan kaldıracağı açık.
McKinsey tarafından 9 ülkede yapılan bir çalışma uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin herhangi bir verimlilik kaybıyla sonuçlanmadığını ortaya koyuyor. Aksine, personele daha çok özgürlük tanıyan bu iş modeli verimliliği büyük ölçüde artırmakta. Koç Holding, Office Free projesiyle çalışanlarına evden, kafeden veya Türkiye’nin dört bir yanındaki ofislerden çalışma olanağı sunarak bu sistem için bir öncü olmayı başardı. Ülkemizde geleneksel mesai modelini benimseyen birçok şirket olsa da hibrit ve remote çalışma sistemleri de yaygınlaşıyor.
Uzaktan Çalışma İş Verimini Artırıyor Mu?
Owl Lab’ın 2022 yılında hazırladığı “Uzaktan Çalışma Raporu”, remote iş modelinin verimliliği etkilediğini gösteriyor. Bu rapora göre; çalışanların %62’si yani yaklaşık üçte ikisi uzaktan çalışırken kendilerini daha verimli hissediyor. Ankete katılanların %11’i ise remote iş modelinde dikkat dağıtıcı unsurların fazlalığından yakınıyor ancak genel eğilim bu sistemden yana.
Remote çalışma ile iş verimliliği arasındaki ilişki Stanford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada da ele alınmıştı. Çağrı merkezi çalışanları üzerinde yapılan bu araştırma, personel görüşlerine değil ölçülebilir performans kriterlerine dayanıyor. Araştırma, evden çalışan personelin tam zamanlı mesaiye göre %13 daha verimli olduğunu ve işlenen çağrı sayısında %4’lük bir artış olduğunu gösteriyor.
Yukarıdaki araştırma verileri, remote iş modelinin verimlilikte ciddi bir artış sağladığını gösteriyor. Personelin özgür hissetmesi, yaşamına zaman ayırabilmesi ve trafik gibi unsurları düşünmek zorunda kalmadan çalışması verimi doğal olarak artırıyor.
Çalışanlar Uzaktan Çalışmayı Tercih Ediyor Mu?
İş yaşam dengesi herkes için önemli bir konu. Fakat Y ve Z kuşaklarına mensup çalışanların bu dengeyi daha farklı yorumladığı görülüyor. Esnek mesai saatleri ve remote çalışmaya dayalı iş modeli, söz konusu jenerasyonun yaşamında önemli bir yere sahip. Yukarıda referans verilen Owl Lab anketine göre Y kuşağına mensup personelin %66’sı evden çalışma modelinde kendini daha verimli hissediyor. X kuşağının ise daha çok tam zamanlı mesaiye dayalı sistemi tercih ettiği ve böyle daha verimli hissettiği görülüyor.
Forbes’te yayınlanan bir araştırma da remote çalışmanın gittikçe yükselen bir trend olduğunu ortaya koymakta. Bu araştırmaya göre işçilerin %98’i bazı zamanlarda uzaktan çalışmayı istiyor. Ayrıca işverenlerin %93’ü de iş mülakatlarını uzaktan yapmayı planlıyor.
Uzaktan Çalışma Çalışan Bağlılığını Nasıl Etkiliyor?
Çalışan bağlılığı, işletmelerin gücünü ve kararlılığını etkileyen önemli unsurlardan biri. Personelin işletmeye bağlı olması, şirketin gücünü artırıyor ve işyeri kültürünün gelişmesini sağlıyor. Census Araştırma Şirketi tarafından düzenlenen bir ankete göre personelin %79’u esnek çalışma saatlerinin iş sadakatini artırdığını ifade ediyor. Bu rakamlar, kendilerini özgür hissedebilen personelin şirkete daha bağlı olduğunu gösteriyor.
Peki, remote çalışma modelinde nelere dikkat etmek gerekiyor?
Uzaktan Çalışma Sisteminde Nelere Dikkat Edilmeli?
Remote iş modeli, genel olarak verimli ve personelin kendini özgür hissettiği bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Fakat, dikkat edilmesi gereken bazı konular da var. MIT tarafından yapılan bir araştırma yalnızlık hissinin bu çalışma sisteminde karşılaşılan başlıca güçlüklerden biri olduğunu gösteriyor. Uzaktan çalışmayı tercih eden firmaların iletişim konusuna önem vermesi ve personele bir araya gelebilecekleri ortamlar yaratması son derece önemli.
Zaman organizasyonu, remote çalışmada karşılaşılan bir diğer zorluk. Workplace Insights tarafından düzenlenen bir anket, çalışanların %40’ının böyle bir zorluk yaşadığını ortaya koyuyor. Dolayısıyla, remote iş modelini tercih eden firmaların zaman yönetimi ve iş organizasyonu konularına da eğilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak; uzaktan çalışma modeli, teknolojik ve sosyal gelişmelerin bir sonucu olarak hızla yayılan bir iş modelidir. Verimlilik artışı, çalışan memnuniyeti ve iş bağlılığını artırmasıyla dikkat çekerken, iletişim ve zaman yönetimi gibi zorlukları da beraberinde getirir. Ancak, doğru uygulandığında şirketler ve çalışanlar için önemli avantajlar sunar, bu nedenle uygun stratejilerle benimsenmesi gereken bir çalışma biçimidir.