İşverenler; çalışanlarına maaş ve yan hak sağlamanın yanı sıra onların sağlığını gözetmekle de yükümlüdür. Bu durum, hem iş kanunlarının uygulanması hem de personelin görevlerini sağlıklı bir biçimde yerine getirerek şirkete bağlı kalması için önemlidir. Hastalık izni bu yükümlülük kapsamında çalışanlara sunulan imkânlardan biridir. Hazırladığımız bu blog yazısında söz konusu iznin tanımından ve kapsamından bahsettik.
Hastalık İzni Nedir?
4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında çalışma koşullarına ilişkin bazı hükümler ve düzenlemeler vardır. Bu düzenlemelere göre, kendisi ya da yakını belli bir sağlık sorunu yaşayan personeller izin kullanma hakkına sahiptir. İşverenin böyle bir durumda çalışana iyileşmek ya da rahatsızlığı bulunan yakınına refakat etmek için müsaade vermesi gerekir. Bu durumda çalışanın sahip olduğu hak hastalık izni olarak tanımlanır.
Yukarıdaki iş kanununa ek olarak 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda da hastalık durumlarına ilişkin bazı düzenlemeler bulunur. Bu yasalara göre; kendini bedensel ya da ruhsal olarak sağlıklı hissetmeyen kişiler istirahat etme hakkına sahiptir. Diğer yandan, çalışanın bu durumu sağlık raporuyla belgelemesi gerekir.
İş Kanununda Hastalık İzni
Hastalık izni, ücretli ve ücretsiz izinlerden ayrıca değerlendirilen bir durumdur. Bu izin, çalışanın fiziksel ya da psikolojik olarak sağlık sorunu yaşadığı durumlarda maaş kaybı söz konusu olmadan dinlenmesini sağlar. Sürecin uzun sürmesi durumunda işveren, istirahat eden çalışana iş göremezlik ödeneği vermekle yükümlüdür. Diğer yandan, personelin bu haklardan yararlanabilmesi bazı şartlara tabidir. Bu şartlar şunlardır:
- Personelin kaza ya da görev sebebiyle gerçekleşen bir hastalık için rapor almış olması
- Personelin iş dışında bir sebepten ötürü doktor raporu alması
- Kadın personelin hamileliğin son döneminde ya da doğumu izleyen 8 haftalık süreçte olması
Yukarıdaki şartlara ek olarak, hastalık izninin kullanımı için 1 yıl içinde 90 günlük SGK priminin ödenmiş olması koşulu vardır. Bu koşul, iş kazası nedeniyle gerçekleşen başvurularda geçerli değildir. İşveren, çalışanlara hastalık döneminde istirahat için rapor parası ödemekle yükümlüdür. Ancak personel rapor olmadan izin aldıysa ya da 90 günlük SGK primi ödenmemişse izin sırasında maaş ödeme yükümlülüğü bulunmaz.
Hastalık İzni Kaç Gündür?
Sağlık problemleri için gereken dinlenme süreleri değişiklik gösterebilir. Hastalık izni de bu zorunlu sürelere göre değişir. Söz konusu müsaade, ayakta tedavi uygulanan hastalıklar için maksimum 10 gün olarak belirlenmiştir. Diğer yandan, bu durumun bazı istisnaları olabilir. Örnek vermek gerekirse, hekimin kontrollerine devam etmesini gerektiren durumların olması mümkündür. Tedaviyi sürdüren doktor bu durumda rapor süresini 20 günü kadar uzatabilir. Ayrıca, işverenlerin 20 günü geçen izin talepleri için sağlık kurulundan rapor talep etme hakkı bulunur. Bu rapor, personelin tedavisine başladığı günden itibaren altı aya kadar dinlenme hakkı sağlayabilir.
Hastalık İzni Kullanma Koşulları Nelerdir?
Personelin fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlık sebebiyle izin alabilmesi için bu rahatsızlığı belgeleyebilmesi gerekir. Bu da ancak doktordan alınan rapor ile mümkündür. Çalışan, hastaneye ya da sağlık ocağına giderek istirahat raporu talep edebilir. İlgili hekim, kişinin durumunu inceleyerek iş göremezlik raporu verebilir. Bahsedilen belge olmadığı sürece personelin ücretli sağlık izninden yararlanması mümkün değildir.
Yukarıda bahsedildiği gibi, hastalık izni yalnızca kişinin kendisi için geçerli olan bir hak değildir. Personelin birinci dereceden yakınının refakat gerektiren bir rahatsızlığa hâkim olması iznin kullanımı için hak doğurur. Örnek vermek gerekirse, 4857 sayılı İş Kanununun “Mazeret İzni” bölümünde personelin engelli çocukları için izin kullanabileceği belirtilir. Bu bölümde şu ifadeler yer alır:
“İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisi için hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin verilir.”
Personele Hastalık İzni Verilmesi Zorunlu Mu?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “Sağlık Gözetimi” maddesinde izin yükümlülüğüne ilişkin detaylı bilgi yer alır. Bu maddeye göre; işverenlerin görevleri arasında çalışanların işyerinde maruz kalmaları muhtemel sağlık ve güvenlik risklerini dikkate almak da vardır. Personelin iş göremez durumda olduğu hâlde çalıştırılması sağlık sorunlarına sebep olabilir. Diğer yandan, bu rahatsızlığın bulaşıcı olması aynı ortamda bulunan kişilerin sağlığı açısından risk yaratır. Tüm bunlardan yola çıkarak hastalık izni vermenin zorunlu olduğunu söyleyebiliriz.
Hastalık İzni Verilmezse Ne Olur?
Hastalık izni, kanunlar ve anayasa kapsamında tartışmasız olarak kabul edilen haklardan biridir. Söz konusu hak, Anayasanın 50’inci maddesinde açık bir biçimde ifade edilir. Bu madde, “Dinlenmek çalışanların hakkıdır” ifadesiyle başlar. Dolayısıyla, işverenin işçinin hastalık sebebiyle dinlenme veya hastaneye gitmek için izin alması durumunda izin vermemesi hukuki açıdan problemli bir durum yaratır. Personel, böyle bir durumda doktor raporunu da delil göstererek izin vermeyen işveren hakkında yasal yollara başvurabilir.
Hasta Olmayan Personelin Hastalık İzni Alması Durumunda Ne Olur?
İzin kullanımına ilişkin haklar ve sorumluluklar yalnızca işveren açısından bağlayıcı değildir. İşçi, bu tür durumlarda şirkete karşı dürüst ve şeffaf olmakla yükümlüdür. Diğer yandan, personelin bir doktorla anlaşarak hasta olmadığı hâlde hastalık izni alması, bahsedilen yükümlülüğün ihlal edilmesi anlamına gelir. İşçi bu durumda şirkete karşı olan sorumluluğunu yerine getirmemiş olur. Hastalık izninin bu şekilde alınması işveren açısından haklı fesih sebebidir. Personel böyle bir durumda dürüstlük ve bağlılık ilkelerine uymayan bir davranışta bulunmuş olarak kabul edilir.