Farklı kuşaklara mensup çalışanlara sahip olmak işletmeler için bazen zorlayıcı olabilir. Çalışanlar arasındaki yaş farkı; bakış açısından disipline kadar pek çok konuda farklılığa sebep olabilir. Ancak kuşak yönetimi konusunda doğru adımları atarak bu durumu avantaja hatta işletmeyi güçlü kılan bir özelliğe dönüştürmek mümkündür. Hazırladığımız bu içerikte kuşak yönetimi için ipuçlarından bahsettik.
Kuşak Yönetimi İşletmelere Ne Sağlar?
Her birey, doğup büyüdüğü döneme göre şekillenen davranışlara ve zihin yapısına sahiptir. Bu durumun iş yaşamına yansıması ise kaçınılmazdır. Örnek vermek gerekirse, Forbes’ta yayınlanan bir makale esnek çalışma düzeninin Y kuşağı için diğer jenerasyonlara göre daha önemli olduğunu ortaya koyar. Aynı makalede ödüllendirme sisteminin 1965 ile 80 yılları arasında doğan nesil için daha büyük bir öneme sahip olduğundan bahsedilir. Örnekte görüldüğü gibi, farklı yaş aralıklarına sahip insanların değer yargıları da farklılık gösterir.
Kuşak yönetimi, farklılıkları bir çatışma unsuru olmaktan çıkararak işletmeyi güçlü kılan bir özellik hâline getirir. Bu yönetim faaliyetine odaklanan bir İK politikası benimsemek bakış açısı, davranış ve yaşam pratiği farklılıklarının şirketi besleyen bir unsur olarak tanımlanmasını sağlar. Böyle bir strateji benimseyerek yaş farkı olan çalışanlardan oluşan ekipleri etkin bir biçimde yönetmek mümkündür.
Başarılı Bir Kuşak Yönetimi İçin Ne Yapmak Gerekir?
Başarılı bir kuşak yönetimi için öncelikle jenerasyonlar arasında yaşam tarzı, bakış açısı ve kültür gibi farklılıklara odaklanmak gerekir. Başka bir ifadeyle, zorluğu çözmenin yolu onu tarif etmekten geçer. Örnek vermek gerekirse; 1965-80 yılları arasında doğan çalışanlar (X kuşağı) esnek mesai kavramını anlayıp benimsemekte Y ve Z nesilleri kadar becerikli olabilir. Bu tür farklılıkları kavramak başarılı bir yönetim faaliyetinin ilk adımıdır.
Jenerasyonlar arasındaki farklılıklara odaklanmak onların avantajlı ve dezavantajlı yönlerini bulmak anlamına gelir. Bir örnekle somutlaştırmak gerekirse; Z nesli teknoloji kullanımı konusunda diğer kuşaklara göre daha aktif ve bilgili olabilir. Ancak X kuşağının çalışma hayatının dinamiklerine daha hâkim olması mümkündür. Bu bilgi ve yeterlilikleri bir araya getirerek iş yerinde kolektif bir mekanizma oluşturabilir ve başarılı bir kuşak yönetimi yapabilirsiniz.
Kuşak Yönetimi İçin Bilmeniz Gereken Üç Jenerasyon
İş yerindeki çalışan portföyünü oluşturan jenerasyonlar şunlardır:
Z Kuşağı
1997 ile 2012 yılları arasında doğan jenerasyon Z kuşağı olarak adlandırılır. Bu kuşağın karakteristik özelliği, çocukluk yıllarının dijital teknolojilerin hâkim olduğu bir dönemde geçmiş olmasıdır. Z jenerasyonuna dâhil olan birçok birey; bilgisayar, akıllı telefon gibi teknolojilere erken çocukluk döneminden beri aşina olarak büyümüştür. Bu da doğal olarak kuşağın öncekilerden farklı bir iletişim becerisine sahip olmasını sağlamıştır.
McKinsey tarafından yapılan bir araştırma, Z kuşağının bireyselliğe önem veren bir jenerasyon olduğunu ortaya koyar. Bu çalışmaya göre, 97 sonrasında doğan kişiler bir organizasyona katkı sağlarken kendi rol ve katkılarını daha çok merak eder. Söz konusu neslin bu konudaki merakı ve motivasyonu, önceki jenerasyonlara göre biraz daha fazla olabilir. İş yerinizde 97’den sonra doğan çalışanlar varsa bu konuda motive edici bir tarz benimsemeniz faydalı olabilir.
Y Kuşağı
Y Kuşağı terimi, 1981 ile 1996 yılları arasında doğanları kapsar. Bu jenerasyonun en büyük özelliği dijital teknolojiyle büyüyen ilk kuşak olmasıdır. İnternet teknolojisinin gelişimi, bilgisayar kullanımının yaygınlaşması ve akıllı telefonların icadı söz konusu neslin çocukluk ve ilk gençlik yıllarında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, Y neslinin hem analog döneme hem de dijital devre hâkim bir kuşak olduğunu söylemek mümkündür.
İnsan kaynakları uzmanı Dr. Jim Collins’e göre Y kuşağının en büyük motivasyon kaynakları yaratıcılık ve güçlü iş ilişkileridir. İş ve özel yaşam arasındaki denge de söz konusu jenerasyon için önemli bir konu olarak tanımlanabilir. Diğer yandan, iletişimin açık olması da bu nesil için büyük bir öneme sahiptir. Bu prensipler üzerinden yapılan bir kuşak yönetimi Y neslinin iş gücüne etkin ve verimli bir biçimde katılımını sağlayacaktır.
X Kuşağı
Günümüzde 43-58 yaş aralığında olan X kuşağı; dijital teknolojilerle yetişkinlik döneminde tanışan bir jenerasyondur. Analog teknolojilerin yaygın olduğu dönemde büyüyen bu kişiler geleneksel yargılara sonraki nesillere göre daha bağlı olabilir. Diğer yandan; söz konusu kuşağın iş hayatının dinamiklerine daha hâkim olması mümkündür. Ayrıca, hem analog hem de dijital teknolojilere hâkim olan bu kişiler olaylara farklı yönlerden bakma becerisine sahip olabilir.
The Silver Lining tarafından yayınlanan bir makaleye göre X kuşağının çalışma motivasyonu birçok işveren tarafından yanlış anlaşılan bir durumdur. Bu jenerasyon, nispeten uzun çalışma saatlerinin olduğu dönemde büyümüştür. Ancak iş yaşam dengesi, söz konusu nesil için de önemli bir konudur. Diğer yandan, sorumluluk faktörünün X jenerasyonu için önemli konulardan biri olduğunu söylemek gerekir.
Sonuç olarak; kuşak yönetimi konusunda doğru adımları atmak işletmenizin etkili bir İK stratejisine sahip olmasını ve yaş farkından kaynaklanan çatışmaları önlemenizi sağlar.